2025 – Politika Önerileri
- info6432660
- 30 Eyl
- 4 dakikada okunur
Hakkımızda ve Amaçlarımız
Türk Kanadalılar, Kanada’daki tarihinin farkındadır. Bu tarih, 1890’larda Ontario’nun Brantford kentinde başlayan sanayileşme çabalarıyla başlamıştır. Binlerce kişi geldi ve 1914’e kadar refah içinde yaşadı. Sonraki yüzyılda Kanada’ya Türk göçü farklı yönlere evrildi.
Bugün Kanada Türk Dernekleri Federasyonu, Britanya Kolumbiyası’ndan Nova Scotia’ya kadar uzanan 19 üye derneği temsil eden bir çatı örgüttür.
1985 yılında kurulan Kanada Türk Dernekleri Federasyonu (FCTA), Türk Kanadalıları bir araya getirerek Türk kültürünü ve mirasını kutlamayı, tanıtmayı ve topluluk faaliyetlerini teşvik etmeyi sürdürmektedir. Kâr amacı gütmeyen ve siyasi olmayan bir STK’dır.
FCTA, Türk Kanadalıların bağımsız seslerini Kanada sosyal yapısında daha güçlü kılmayı, bu çoğulculuğun Türkiye–Kanada ilişkilerine olumlu yansımalarını iki dost ülkenin ortak yararı için görmeyi amaçlamaktadır.
Perspektifimiz
Kanadalı ideallerin asla hafife alınmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu idealler gerektiğinde akıllıca ve düşünceli şekilde beslenmeli ve savunulmalıdır. Kanada’da bunu yapacak araçlarımız vardır; ancak sosyal uyumumuzu baltalayacak girişimlere karşı dikkat ve uyanıklık gerekmektedir.
Kanada ve Türkiye’yi güçlü ortaklar olarak görüyoruz.
Teknolojik gelişmelerle birlikte, iki ülkenin enerjiden eğitime, tarımdan madenciliğe ve savunma sanayisi işbirliği de dahil olmak üzere stratejik alanlara daha fazla odaklanması için her neden bulunmaktadır.
Bunların hiçbiri, Türkiye ile Kanada arasında uygun bağlantının sağlanması olmadan gerçekleşemez. Artan karşılıklı etkileşim nedeniyle doğan talebi karşılamak için uçuş sıklığının artırılması kilit önemdedir. Şu anda Kanada’dan Türkiye’ye haftada toplam 12 uçuş vardır ve bu sayı yetersizdir, ivedilikle ele alınmalıdır.
FCTA, Kanada’daki tüm topluluklarla dostane ve yapıcı ilişkiler kurmayı, böylece ülkemizi ve yurdumuzu daha dirençli, güçlü ve müreffeh kılmayı istemektedir.
Öngörülerimiz
Kanada bizim evimizdir. Türkiye ise köklerimizin geldiği yerdir ve bugün artık köklerimiz yeni yurdumuz Kanada’dadır.
Kanada’nın çokkültürlülüğü, Türk dilini ve geleneklerini unutmayıp geliştirmemize imkân vermektedir. Bu nedenle Türkiye’yi izlemeye devam ediyor ve onun için en iyisini diliyoruz.
Kanada ile Türkiye’nin NATO’daki 73 yıllık müttefikliğini, G20, AGİT ve BM’deki işbirliklerini destekliyoruz.
Kanada’dan beklentimiz, kural temelli uluslararası düzeni seçici olmayan bir yaklaşımla sürdürmesidir.
Bunu daha açık hale getirmek için, özellikle Orta Doğu, Kafkasya, Ege ve Karadeniz’deki farklı bölgeler ve bölgesel krizlerde eşitlikçi bir tutumun uygulanmasına önem veriyoruz.
Aynı şekilde, Kanada’nın şu hususları güçlü şekilde kabul etmesini bekliyoruz:
Türkiye’nin içinde bulunduğu istikrarsız ve zor komşuluk koşulları ve ulusal güvenliğine yönelik tehditlerin büyüklüğü,
Özellikle PKK’dan gelen tehditlere karşı terörle mücadelede dayanışmanın önemi,
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmanın uluslararası hukuka uygun olarak barışçıl şekilde çözümünün teşvik edilmesi ve Ermenistan lehine tek taraflı yaklaşımlardan kaçınılması,
Kanada’nın çıkarlarına zarar veren popülist tutumların benimsenmesi, özellikle Ermeni iddiaları konusunda, ki bu iddialar bugün Ermeni liderliği tarafından dahi sorgulanmaktadır,
Türkiye’nin arabuluculuk, insani yardım, kalkınma desteği ve uluslararası hukuku savunarak hem bölgesel hem küresel istikrara yaptığı katkılar,
Türkiye ve Kanada’nın ekonomik ve savunma işbirliğini güçlendirmesinin, ortak zorluklarla mücadelede dayanışmayı sağlamlaştırmasının faydaları.
Depremzedeler İçin Eşit İnsani Destek
Kanada, 2023’te Türkiye’de yaşanan yıkıcı depremler sonrasında insanlara yardım eli uzattı. TS2023 vize programı kısa vadeli bir rahatlama sağladı, ancak bu program kapsamında Kanada’ya gelenler bugün belirsizlik ve ihmal ile karşı karşıya.
Başlangıçta Kanada’da ailesi bulunan Türk vatandaşlarına sunulan TS2023 vizesi, daha sonra felaketten etkilenen tüm Türk vatandaşlarını kapsayacak şekilde genişletildi. Bu olumlu bir adım olmakla birlikte, modern tarihin en büyük felaketlerinden birinden kaçan insanların uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamaktan oldukça uzaktı. Ukraynalılara ve İranlılara verilen 3 yıllık açık çalışma ve öğrenim izinleri ya da Haitililere sağlanan doğrudan daimi oturum hakkı Türk vatandaşlarına tanınmadı.
Bugün birçok depremzede, vize süreleri dolmak üzere, sınırlı hizmetlere erişimle ve federal otoritelerden yönlendirme olmaksızın büyük baskı altında yaşıyor. Konut, istihdam ve travma desteği sağlama sorumluluğu hükümet yerine FCTA gibi topluluk örgütlerinin üzerine kalmıştır.
Bu tutarsız yaklaşım ciddi bir çifte standardı ortaya koymaktadır. Bu yalnızca bir politika boşluğu değil, Kanada’nın insani ilkelerini eşit şekilde uygulayamamasının ahlaki bir başarısızlığıdır.
Aynı zamanda, depremle sınırlı olmamak üzere, Türk uluslararası öğrenciler de son dönemdeki politika değişikliklerinden olumsuz etkilenmektedir. Kanada’da özellikle kolejlerde en hızlı büyüyen öğrenci gruplarından biri olan Türk öğrenciler, yeni çalışma kısıtlamaları ve destek eksikliği nedeniyle gerilemektedir.
Politika Önerileri:
TS2023 vize sahipleri için daimi oturum yolu oluşturulmalı veya en az 3 yıllık ek açık çalışma/öğrenim izinleri sağlanmalı.
Depremden etkilenen öğrenciler için yerli öğrenci harcı uygulanmalı.
Tüm Türk uluslararası öğrencilerini etkileyen engeller kaldırılmalı, önceki çalışma hakları geri getirilmeli.
Travma danışmanlığı, yerleşim yardımı, akademik rehberlik ve istihdam desteği sağlayacak federal entegrasyon programı fonlanmalı, FCTA gibi güvenilir topluluk örgütleriyle birlikte yürütülmeli.
Toplulukların Ayrımcılıktan Korunması ve Kapsayıcı Diyalog
Kanada’daki Türk ve Azerbaycan toplulukları, çarpıtılmış tarih anlatıları ve siyasi önyargılar nedeniyle artan ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Bu durum hem Kanada’daki sosyal uyumu hem de uluslararası barış çabalarını baltalamaktadır.
1915 olaylarına dair tek taraflı siyasi pozisyonlar hâlen devam etmekte, buna rağmen Ermeni liderliği dahi “soykırım” anlatısını sorgulamaya başlamıştır. Türkiye ve Ermenistan, ön koşulsuz normalleşme süreci başlatmış, doğrudan uçuşları yeniden başlatmış ve sınırların üçüncü ülke vatandaşlarına açılması için adımlar atmıştır.
Ancak Kanada’daki kutuplaştırıcı söylemler, hem topluluklar arası uyumu zedelemekte hem de bu hassas süreçleri riske atmaktadır.
Politika Önerileri:
Hassas, tarihsel konularda yasama kararları alınırken tüm toplulukların görüşleri dikkate alınmalı.
Akademik tartışmalara açık, çözülmemiş olaylar konusunda tek taraflı tanımalardan kaçınılmalı.
Türkiye–Ermenistan normalleşme süreci tanınmalı ve desteklenmeli.
Türk, Ermeni ve Azerbaycan kökenli Kanadalıları bir araya getirecek diyalog ve kültürel projeler desteklenmeli.
İkili Ekonomik ve Stratejik İşbirliğinin Güçlendirilmesi
Küresel ticaret savaşları ve korumacılığın arttığı bu dönemde Kanada, ekonomik ilişkilerini çeşitlendirmelidir. Türkiye, G20 üyesi ve cazip bir ortaktır.
ABD tarifeleri Kanada’nın ihracat sektörlerini zora sokarken, Türkiye ile serbest ticaret anlaşması bu yükü hafifletebilir. 2019’da başlayan JETCO süreci yeniden canlandırılmalıdır.
Öneriler:
JETCO çerçevesinde Serbest Ticaret Anlaşması müzakereleri yeniden başlatılmalı.
Çift kullanımlı ve savunma teknolojilerindeki ihracat kısıtlamaları azaltılmalı.
Bölgesel Barış ve İstikrarın Teşviki
Türkiye, NATO’nun kritik bir müttefiki ve savunma teknolojileri merkezi olarak bölgesinde istikrar sağlamaktadır. Ukrayna’dan Kıbrıs’a kadar birçok çatışmada arabuluculuk yapmıştır.
Öneriler:
Türkiye ile Ukrayna, Gazze ve Suriye’de insani çabalarda iş birliği yapılmalı.
NATO içinde güven artırıcı önlemler desteklenmeli, Ege, Kıbrıs ve Güney Kafkasya’da BM öncülüğünde müzakerelere dönüş teşvik edilmeli.
Kanadalı Türk Toplumu İçin Günlük Yaşamda Dahil Edilmenin Güçlendirilmesi
Diplomasi ve ticaret önemlidir, ancak günlük yaşamda onur ve adalet de aynı derecede önemlidir.
Öneriler:
Kanada–Türkiye arasında daha fazla direkt uçuş açılmalı.
Türkiye ehliyetleri Kanada’da tanınmalı.
Federal hizmetlerde Türkçe dil erişimi artırılmalı.
Ekim ayında kutlanan Türk Kültür Ayı federal düzeyde resmen tanınmalı.
