Kanada’nın Tarihi Barış Anlaşmasına Kabul Edilemez Tepkisi
- info6432660
- 19 Eyl
- 2 dakikada okunur
Kanada Türk Dernekleri Federasyonu, Amerika Birleşik Devletleri’nde Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan tarihi barış anlaşmasını memnuniyetle karşılamaktadır. Bu anlaşma, Güney Kafkasya’da onlarca yıldır süren çatışmaları sona erdirmek ve bölgeye kalıcı barış, istikrar ve refah getirmek için uzun zamandır beklenen bir fırsatı temsil etmektedir.
Bu nedenle, Kanada Küresel İlişkiler Bakanlığı’nın 10 Ağustos 2025 tarihinde yayımladığı “Kanada, Güney Kafkasya’da Uzun Vadeli Barış, İstikrar ve Refahı Destekliyor” başlıklı açıklama, toplumumuzda ciddi endişelere yol açmıştır. İki ülkenin iyi niyetle ulaştığı anlaşmaya açık ve güçlü bir destek vermek yerine, açıklama temkinli, kararsız bir üslup benimsemiş; hatta onlarca yıl boyunca barış getirmeyi başaramayan AGİT Minsk Grubu’nun lağvedilmesini yalnızca “not etmekle” yetinmiştir.
Diplomatik dilde “not etmek” (took note), çoğunlukla bir tavır almaktan kaçınmak anlamına gelmektedir. Kararlı liderlik gerektiren böylesi tarihi bir anda, bu pasif ifade tarzı yalnızca barışa bağlı kalan taraflara değil, aynı zamanda hükümetlerinden gerçek barış çabalarını desteklemesini bekleyen Kanadalılara da yanlış mesaj vermektedir. Daha da kaygı verici olan, açıklamanın tonu Kanada’nın tarafsızlık ve barış konusundaki taahhüdünü yansıtmaktan çok, Kanada’daki bazı partizan diaspora lobilerinin söylemlerine benzemektedir.
Kanada Türk Dernekleri Federasyonu, Kanada Hükümeti’ni şu adımları atmaya çağırmaktadır:
Ermenistan ile Azerbaycan arasında imzalanan barış anlaşmasına tam ve koşulsuz desteğini kamuoyu önünde ve açıkça beyan etmek.
Kanada’nın, işlevsiz AGİT Minsk Grubu’nun lağvedilmesini ve barış için daha etkili mekanizmaların kurulmasını destekleyip desteklemediğini net bir şekilde açıklamak.
Liderlik ve ahlaki netlik gerektiren bir anda neden böylesine zayıf ve bağlayıcılığı olmayan ifadelerin tercih edildiğini izah etmek.
Kanada’nın, Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve istikrara anlamlı bir katkı sağlamak için atacağı somut adımları ortaya koymak.
Bu bölgedeki barış, herkesin yararınadır. Kanada’nın rolü, savaşı sona erdiren anlaşmaları güçlendirmek olmalı; onları sorgulamak ya da partizan lobilerin söylemlerini yinelemek değil. Liderlik, işte böyle anlarda ölçülür ve Kanada’nın tepkisi bu tarihi ana yakışacak düzeyde olmalıdır.
